Kalıcı Dövme
Dövme, Türkçe anlamıyla vücuda uyumlu bir boya maddesinin çok uzun süre, yıllar boyu çıkmayacak biçimde derinin alt yüzeyine desenler halinde işlenmesidir. Boyayı derinin altına işlemenin çeşitli biçimleri vardır. Bunlara bütünüyle Dövme teknikleri diyoruz. Günümüze değin her kültür kendi tekniğini bulunduğu koşullara göre oluşturmuştur. En bilinen tekniklerin başında Japon tekniği gelir. Uzun bir çubuğun ucuna bağlanan değişik sayıdaki iğnelerin deriye yatay bir biçimde batırılmasıyla uygulanır. Gölgeleme, kontür ve dolgunun başarıyla uygulandığı bu teknik artık çok az usta tarafından uygulanmaktadır. Pasifik ada yerlilerinin kullandığı teknik çapa biçiminde bir çubuğun üzerine başka bir çubukla çekiçleme vurarak uygulanandır. Eskimolarda ve bulunduğumuz coğrafyada benzer tekniklere rastlanmaktadır. Çok bilinen uygulamalardan birisi de Ülkemizde hapishane ve askeriye teknikleri diye adlandırılan, iğneye iplik sarıp boyaya daldırarak derinin alt yüzeyine işleme yöntemi halen görülmektedir. Güneydoğu’da ise herhangi bir kümes hayvanının tüyünün ucuna iplikle bağlanan iğneyle uygulanır. Burada kullanılan boya malzemesi anne sütü ve is (kurum)’den elde edilir.Günümüzde, son yüzyıldır kullanılan dövme makineleriyle uygulama yapılmaktadır. Yüzyıldır bu makinenin ana yapısı çok fazla değişime uğramamıştır. İlk elektrikli dövme makinesiyle 1890’lı yıllarda tanışıyoruz. Dövme tarihi bu kişinin Samuel O’Reilly olduğunu söyler. Uluslararasılaşan ilk dövme fuarı 1970 yılında yapıldı.1980’lerde sektörel uygulamaya geçen dövme ve beraberinde piercing ile birlikte anılmaya ve sektör haline geldi. Artık dövme bölgesel motif, inanç olmaktan çıkarak süs, moda, sanat haline gelmiştir. Fakir Mustafar San Francisco’da dövme ve piercingle ilgili eğitim merkezi açtıktan sonra bu bölüm artık güzel sanatlarda bir kürsüye sahip bir sanat dalı oldu.
İlk Dövmede Bölge ve Model Seçimi
Dövme yaptırmaya karar verdikten sonra nereme ne yaptırsam sorusu gelir karşımıza. Aslında;kişiye göre manevi değer taşıyan desen ve modeller tercih edilmelidir. Bize göre sıkılması en zor desenler bunlardır. Eğer ilk dövmenizi yaptırıyorsanız bölge ve model seçiminizi yaşama tarzınıza göre ve yaşadığınız toplumu göz önünde bulundurarak yapmalısınız.
Siyasi ve benzeri grup yada toplulukları simgeleyen desenlerden kaçının sadece size ait bir model seçin başkasında olmasın, anlamlı ise anlamını kaybetmeyecek olmasına dikkat edin, nasıl olsa sildiririm gibi bir cehalete kapılmayın, evlenseniz dahi partnerinizin veya sevgilinizin ismini yazdırmayın.
Makine İğne ve Boyalar
Belli standartlara uygun olarak sadece bu iş için üretilen malzemelerdir. Paslanmaz çelik yapısında metallerden, değiştirilebilir parçalardan, iğneler, bar, bobin bileşimlerinden oluşur. Türkiye’de Profesyonel dövmecilerin kullandığı boyalar pigmentler içeren, tamamen doğal, anti alerjik ve bitkisel boyalardan oluşan ithal ürünlerdir. El yapımı makinelerle ve arkadaş ortamlarında yapılan dövmelerde kullanılan boyalar kurşun içeren ve bu yüzden kanserojen olan mürekkeplerdir. Dövme için cerrahi çelikten paslanmaz mikronluk özel iğneler kullanılmalıdır. Ülkemizde üretilmeyen iğneler yurt dışından ithal edilmektedir. Kullanılan iğnelerin ve boya kaplarının işlem bittikten sonra gözümüzün önünde atılmasına özen gösterilmelidir.
Sağlık Açısından Dövme
Ülkemizde dövme yaptırmanın sağlık açısından bir tehdit olduğu söyleniyor.Bu söylemler dolaşırken kimi yer ve zamanda dövmenin sağlıkla ilgili sakıncalar doğurduğu da söylendi aslı yokken. Elbette insan bedeni üzerinde uygulanan her işlem gibi, yanlış uygulandığında dövme de sakınca yaratır; Bu yüzden Dövme profesyonel kişilerce ve her açıdan sterilize edilmiş stüdyolarda ve tek kullanımlık ürünlerle yapılmalıdır.
Dövme Bakımı ve Koruması
İşlem öncesi bölge tüylüyse tüylerin alınıp temizlenmesi,derinin steril edilmesi gerekir. İşlem sırasında da uygulayıcının bölgeyi ilaçlı sıvıyla sürekli temizlemesi gereklidir. Dövme işlemi sırasında dövme sanatçısının eldivenle işlemi yapması, çıplak elle dokunmaması önemlidir.Dövme uygulaması bitiminde bölgeye tavsiye edilen antibakteriyel krem sürülür,ardından yıkanıldığında anti-bakteriyel sabunla uygulama yapılmalıdır. Bu işlem dövmenin büyüklüğüne göre değişen sürelerde devam etmeli. En az günde iki-üç kez kremlenmeli, her yıkanmada durulandıktan sonra anti-bakteriyel sabunla bölge ovalanıp temizlenmesi yapılmalıdır. Dövmenin üstü kapanmaz. Hava almalı. Buradaki mantık şudur; işlem dövme de olsa sonuçta deriye cerrahi bir müdahale uygulanmıştır. Yaradır. Tıp terimiyle lezyondur. Bu lezyonun, yaranın iyileşmesi bir süreç ister. Ama bu sürecin, boyanın derinin altında kalarak tamamlanması gerekmektedir. Yara kurursa lezyon kabuk bağlar. Bu kabuk kuru haliyle kalkarsa boyayla birlikte ayrılır deriden.
Bu nedenle o bölgenin kuruyup boyayla birlikte atılmasını önlemek için, nemli kalması gereklidir. Bunu da antibiyotik, antiseptik, epitelizan muhtevalı bir kremle yapmak durumundayız. Bu işlem dövmenin daha sağlıklı görünmesini sağlar. Krem, enfeksiyon riskini sıfıra indirir, yaranın kabuğunu minimum düzeyde tutar ve renklerin ideal tonunu korur. İkinci dikkate alınacak şey ise şudur: Şehir sularımız yeterince temiz olmadiği için özellikle ilk 3 gün duş alırken dövmeli bölgeyi korumalıyız. Aynı şey havuz suları için de geçerlidir. Fakat bölgeye sürekli sürülen kremden dolayı çevre tozları, kıyafetlerin sürtünmesi vs. gibi sebepler aşırı kirlenmeye neden olabilir. Bu durumda ise temiz olduğundan emin olduğumuz ılık suyla bölgeyi yıkayabiliriz. Son birkaç gün oluşacak olan kaşıntı çok normaldir. Bir parça buz bölgede rahatlamayı sağlar. Oluşan kabuk kesinlikle kopartılmamalıdır. Her şey yolunda gitse dahi yine de birinci haftadan sonra dövmeciye uğranmalıdır. Gerekli görülür ise rötuş yapılır. Artık dövmeli bölgeye özel bir uygulama yapmaya gerek yoktur. Tek dikkat edilmesi gereken aşırı güneşten korunmaktır.